More Cool Stuff At POQbum.com

;

 
Klavy3 3f3m
KLAVY3 3F3M`e  
  Hoşgeldiniz
  Ana Sayfa
  Giriş
  Kurallar
  Üye Ol
  Forum
  Ziyaretçi defteri
  Chat
  Oyunlar
  Güzel Sözlerim Ve Nicklerim
  Barış akarsu anısına
  Fukralar
  Gifler
  Canı sıkılan ne yapacak? Buraya gelinde öğrenin.
  Şiir Dİnle
  Şarkılar
  Sayaç
  Haberler
  Gazete
  Canlı TV
  Satranç
  Aşkını Ölç
  Online Sözlük
  Fatura Sorgula
  Çok Zekiysen En Yüksek Puanı Al Bakalım
  Osmanlı Padişahları
  Göz Yanıltmaları
  Komik Yazılar
  Anketler
Fukralar
Tatil bitti

Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..." 


Amerika'da kadınlar ve erkekler bilgisayarın dişi mi yoksa erkek mi olduğunu tartışıyorlarmış...

Kadınlar bu aletin erkek olduğunu savunmuşlar:
"Cünkü" demişler, "bilgisayarlar aslında sorunları çözmek için yaratılmış olmalarına rağmen ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler... Daha da önemlisi, bunlardan bir tane aldığınız an, biraz daha sabretmiş olsaydınız çok daha gelişmiş bir modeline sahip olabileceğinizi görüp pişman olursunuz...."

Erkekler tabii tam ters görüşte...
"Bilgisayar dişidir" diyorlar, "çünkü onun mantığını yaratıcısından başka hiç kimsenin anlaması mümkün değildir, bu bir. Yaptığınız en küçük hatayı bile derhal hafızasına kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar bu ikiii... Ve bir bilgisayar aldıktan kısa bir süre sonra fark edersiniz ki, bir o kadar daha parayı ona gereken aksesuarlar için harcamaktasınız, bu da üüüççç..." 

20'şeryıl hapis yiyen iki mahkuma her onar yıl için ne istedikleri sorulur, birinci mahkum ilk on yıl için yetecek şekilde kitap ister.ikinci mahkumda on sene yetecek kadar sigara ister. on yıl sona erince ikinci on yıl için ne istediklerini sorarlar.ilk mahkum onyıl yetecek şekilde kitapla birlikte birde gözlük ister.ikinci mahkumun koğuşuna girince bakarlarki sigaralar aynı şekilde kaldığını anlarlar ve ikinci on yıl için ne istediğini sorarlar adam da feryatla çakmaaaaaaaaaaaaaaaaakkkkkkk !

Arkadaşlarından biri Hocaya sorar:<BR>-Hoca, Dünya kaç metre?<BR>Tam o sırada bir cenaze geçiyormuş yanlarından. Hoca onu göstererek:<BR>-Ona sor! Bak, ölçmüş biçmiş, gidiyor!..

Bir gün Nasreddin Hoca eve doğru yürüyormuş, bir arkadaşı arkadan seslenmiş "aman hoca gördün mü biraz önce geçen helva kazanı ağzına kadar doluydu". Hoca istifini bozmadan "bana ne" demiş. Arkadaşı, "ama hoca helva kazanı sizin eve gidiyordu, buna ne dersin?" demiş; hoca yine istifini bozmadan "o zaman sana ne?" demiş. 

Nasreddin Hoca vaaz vermek istediği salona girmiş.Salon, ön sırada oturan seyis dışıda boşmuş.Konuşup konuşmama konusunda düşünen hoca sonunda seyise sormuş:
-Buradaki tek kişi sensin. Sana göre konuşmalı mı, yoksa konusmamalımıyım? Seyis cevap vermis:
-Hoca ben basit bir insanim, bu konulardan anlamam.Fakat ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp bir tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim.
Bu sözlere hak veren Nasreddin Hoca vaaza başlamış iki saatin üzerinde konuşmuş durmuş.Dua da ettikten sonra kendini mutlu hissetmiş ve dinleyicisinin de vaazın çok iyi olduğunu onaylanmasını isteyerek sormuş:
-Vaazımı nasıl buldun? Seyis cevap vermiş:
-Sana daha önce basit bir adam olduğumu ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim.Gene de eğer ahıra gelip biri dışında tüm atların kaçtığını görseydim, onu beslerdim dedim ama elimdeki tüm yemi ona verip hayvanı çatlatmazdım.

Nasrettin hoca birgün camdan yağan yağmuru seyrediyormuş. Yağmurdan kaçan bir adama gözü takılmış. Camı açmış adama bağırarak ;
- Neden Allah'ın rahmetinden kaçıyorsun demiş. Adam hocaya cevap vermeden kaçışına devam etmiş.Ertesi gün adam camdan yağmuru seyrederken Hoca dışarda yağmurdan kaçıyormuş. Bunu gören adam Hocaya ;
- Hocam Allah'ın rahmetinden kaçılır mı? Neden kaçıyorsun?
Hoca cevap vermiş ;
- Allah'ın rahmetine basmamak için kaçıyorum.


Hocanin iki karisi varmiş. Bir gün ''en cok hangimizi seviyorsun''diye sorarlar hoca söylemek istemez. Yeni karisi:
- ikimizde göle düşsek,önce hangimizi kurtarırdın?demiş.
hoca eski eşine,
- sen biraz yüzme biliyordun degil mi?

Küçük bir papağanın onbeş altına satıldığını gören Nasreddin Hoca, bir koşuda evine gidip kümesteki hindisini tutmuş. Apar topar pazara götürüp başlamış bağırmaya :
- Satılık hindii.... Satılık hindii.... Yirmi altına satılık hindi !
Şaşırmış pazardakiler.
- Yahu hocam demişler. Bir hindinin yirmi altın ettiği nerde görülmüş.
- Ne olmuş diye çıkışmış Hoca. Demin bir kuşu onbeş altına sattılar.
- Ama o papağandı demişler. Tıpkı insan gibi konuşuyor o.
- Olsun demiş Nasreddin Hoca. O konuşuyorsa bu da düşünür !


Palavracının biri başına topladığı üç beş cahile karşı övünüp duruyormuş : <BR>- İşte ben güçlü ve maharetli bir adamım. Evet ben Halep'te bulunduğum sıralarda altmış arşın uzağa atlamış bir kimseyim!.. Nasreddin Hoca da bu sırada oradan geçiyormuş. Palavracının yanına yaklaşıp : <BR>- Yaa demiş demek sen altmış arşın atlarsın. Haydi atla da görelim. Adam hık mık etmiş. <BR>- Ama demiş ben Halep'te atladım. Hoca kızmış : <BR>- Canım demiş, Halep oradaysa arşın burada.


Hoca'nın canı bir gün etlice bir yahni ister...
Kasaba gidip bir okka et alır, eve gönderir.
Hoca'nın karısı yahniyi pişirirken komşuları çıkagelir. Gözü gönlü tok, eli açık olan kadıncağız komşularına yahni ikram eder. Komşular, yemeğin tamamını yiyip bitirir ve dönerler evlerine.
Bütün gün yahni özlemiyle akşamı zor eden Hoca evine döner. İştahla oturur sofraya. Biraz sonra karısı önüne bir tabak bulgur aşıyla bir kaşık koymaz mı? Hoca hiddetlenerek sorar ne olup bittiğini.
"Efendi," der karısı, "Eti bizim Tekir yedi."
Bu sözü duyan Hoca sinirlenerek eline bir sopa alır ve Tekir kediyi aramaya koyulur. Bir süre sonra Tekir görünür, bir deri bir kemik... Yürüyecek gücü yok, iskelet gibi...
Hoca şaşkın : "Hatun, yahnilik eti şu bizim Tekir mi yedi?" diye sorar. Karısı da "Evet Efendim, o hınzır yedi." diye cevap verir.
Bunun üzerine Hoca alır eline el terazisini ve tartar Tekir kediyi... Tam bir okka çeker Tekir. Bunun üzerine karısına şöyle çıkışır
Hoca :
"Hatun! Şu gördüğün bizim Tekir tam bir okka geldi. Öyleyse, yahnilik et nerede? Şayet et bu ise bizim Tekir nerede?"


Hoca o aralar paraya sıkışmıştır. Bir vatandaş gelip hoca'ya: "şeytan nerede yaşar" diye sormuş. Hoca cevabı bilmez ama vatandaşı cevapsız bırakmamak için soruyu cevaplar. Adam giderek Hocayı soru yağmuruna tutmuş ve sonunda hoca'ya: "hocam peki şeytan ne yer" diye sorar. Hoca da: "eğer benim gibi parası yoksa zıkkımın kökünü yer" demiş


Nasrettin Hoca evlenmeye niyetlenir. Eş-dost bir hatuncağızı öve öve öve göklere çıkarırlar.
-Şöyle huylu!
-Böyle soylu!
-Dünyalar güzeli... Hoca'nın gönlünü çelerler. Evlenirler. Zifaf gecesi yüz görümlüğünü veren Hoca, gelinin duvağını kaldırır. Aman Allah'ım! Çirkin bir gelin.
Gelin hanım, kocasına sadakatim göstermek için:
-Hoca efendi, akrabalarından kime görüneyim, kime görünmeyeyim? diye sorar.
Hoca şaşkın:
-Aman hatun, bana görünme de kime görünürsen görün... der.

 

Bir gün Nasreddin Hoca dışarıda beklerken bir arkadaşı gelip Hocaya sormuş. "Hoca,niçin şu adamların bazıları Doğu tarafa,bazıları ise Batı tarafa gidiyor." Hoca cevap vermiş."Bu çok iyi. Eğer adamların hepsi bir tarafa giderse , o zaman Yerin dengesi bozulur ."

Bir gün istanbula seyehat amaçlı gelen bir alman otelin birine gider ve boş oda varmı der otelin resepsiyonuda var ama biraz sorunlu bir oda tek var isterseniz onu size kiralayabiliriz diyo adam da tamam diyo ve odasına çıkıyo adam içeri girince bide ne görsün odayı karıncalar basmış odayı adam korkudan kendini camdan aşağı atıyo,öbür günde bir ingiliz gelip aynı şekilde odayı tutmaya kalkıyo ve resepsiyonda aynı şekilde ingilize de odanın sorunlu olduğunu söylüyo ve ingilizde kalmayı kabul ediyo ve o da aynı şekilde odaya çıkıyo ve o da karıncaları görünce korkudan kendini camdan aşağı atıyo ve öbürgünde nasreddin hoca geliyo bir oda tutmaya otel resepsiyonu nasreddin hocaya da aynı şekilde oda sorunlu diye söylüyo ve nasreddin hoca da kabul ediyo kalmayı odada ve nasreddin hoca odaya çıkıyo o gece bir sorun çıkmıyo ve resepsiyonda gercekten şaşırıyo ve sabah nasreddin hoca otelden çıkarken odanın anahtarını teslim ederken resepsiyon merakla soruyo ya dün gece karıncalı odada nasıl kalabildiniz sizden önce iki kişi kalamadı diye nasreddin hocada diyoki karıncalardan birini öldürdüm öbürleride cenazesine gitti ve bende rahat rahat uyudum.

 
KLAVY3 3F3M  
 
Radyo Player Betül Fm
Bu Site Betul-Fm.Com Ayrıcalığı İle Betul-Fm.Com un Linkini Taşımaktadır! ;
 
KLAVY3 3F3M  
   
 
  ;
 
 
 



;
 
 
  Dividers Glitters

Dividers Glitters

                                                                                                        

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol